Tazminat davası çeşitleri tazminat hukukunca ikiye ayrılmaktadır;
Maddi tazminat genel olarak gerçekleşen bir ölüm ya da bedensel rahatsızlık sonucu kişilerin elde edebileceği hakları ifade etmektedir. Maddi tazminatın yelpazesi oldukça geniştir.
Manevi tazminat ise adından anlaşıldığı gibi kişilerin ruhsal ve duygusal olarak zarar görmesi durumunda sahip olabileceği hakları ifade etmektedir. Manevi tazminat; çeşitli nedenlerden dolayı üzüntü, sıkıntı ve duygusal çöküntü yaşayan kişilerin açabileceği bir tazminat davasıdır. Peki, tazminat davası neden açılabilir?
Tazminat hukuku; hem davalı hem de davacı tarafın haklarını savunan bir hukuk alanıdır.
İçindekiler
Tazminat Davası Hangi Nedenlerle Açılır?
Maddi ve manevi tazminat davaları kişilerin bir haksızlığa uğraması sonucunda başvurdukları davalardır. Bu doğrultuda kişiler aşağıdaki nedenleri baz alarak tazminat davası açabilir. Tazminat davaları;
- İş kazasından kaynaklı nedenlerden dolayı,
- Trafik kazası nedeni ile,
- Gerçekleştirilen bir sözleşmenin ihlali nedeni ile,
- Herhangi bir suç işlenmesi durumunda,
- Tıp alanında yapılan uygulama hatalarından dolayı,
- Evli çiftlerin boşanma davası doğrultusunda,
- Telif haklarının ihlal edilmesi sonucunda,
- Sosyal medya üzerinden yapılan hakaretler ve saldırılar doğrultusunda,
- Nişanın bozulması durumunda,
- Mülk ile ilgili durumlarda açılabilmektedir.
Tazminat Davaları Kim Tarafından Açılır?
Tazminat davasının konusu her ne olursa olsun gerçekleşen fiile konu olan kişi tarafından açılmaktadır.
Örneğin bir trafik kazası ile yaralanan kişi tazminat davası açabilmektedir. Ancak bu davanın da açılabilmesi için yararlanan kişide bedensel bir zararın meydana gelmesi gerekmektedir. Yani kişinin sosyal ve iş hayatını etkileyecek bir hasarın oluşması gerekir.
Kişi hayattaysa onun yerine aile bireylerinden biri dava açamaz. Ancak kişi ölmüşse birinci dereceden akrabaları kazayı yapan kişiye dava açabilir. Bu durumda hem maddi hem de manevi tazminat davası açılabilmektedir. Kişinin ölmesi ile bir maddi gelir kaybı ortaya çıkmışsa ölen kişinin yakınlarının maddi tazminat açmaya hakkı vardır. Bu davalar ise ‘destekten yoksun kalma tazminatı’ olarak adlandırılmaktadır. Kişinin herhangi bir geliri olmasa dahi ölümü doğrultusunda ailesi üzüntü duyacağı için manevi tazminat davası da açılabilmektedir.
Tazminat Davaları Kime Açılır?
Maddi ve manevi tazminat davası ölüm, yaralanma ya da maddi zararları meydana getiren gerçek ya da tüzel kişilere açılmaktadır. Haksız fiillerden dolayı açılacak olan tazminat davalarında tazminat davası söz konusu kişiye karşı açılmaktadır. Ancak bazı durumlarda haksız fiilin işlenmesi durumunda kişinin yanı sıra üçüncü bir kişinin de tazminat sorumluluğu olabilir. Örneğin trafik kazasında üçüncü bir kişiye zarar veren şoför ile beraber kazaya sebep olan araç sahibinin de sorumluluğu bulunmaktadır. Bu sorumluluk hukukta tehlike sorumluluğu olarak adlandırılmaktadır. Tehlike sorumluluğu olan kişilere de tazminat davası açılabilmektedir.
Tazminat Davalarının Zamanaşımı ve Dava Açma Süresi
Maddi ve manevi tazminatların açılma süresi ve zamanaşımı davanın açılma nedenine göre değişkenlik göstermektedir. Maddi ve manevi tazminat sürecinde ve zamanaşımında uyulan bazı noktalar bulunmaktadır.
Söz konusu noktalardan ilki tazminat davasının fiili suç teşkil ediyor olmasıdır. Örneğin bir iş kazası ya da trafik kazası nedeni ile ölüm ya da yaralanmanın yaşanması tazminat davasının fiili suç teşkil ediyor olmasını ifade etmektedir. Bu davalar için zamanaşımı süresi ne kadar ise tazminat davası açılması için gerekli olan süre de o kadardır. Bu doğrultuda davanın zamanaşımı süresi 5 yıl ise 5 yıl içerisine tazminat davası açılabilmektedir.
Tazminat davalarının zamanaşımı ve dava açma sürecinde etkili olan bir diğer nokta büyük bir haksızlık ile karşılaşılmış olmasıdır. Bunu örnek ile açıklamak gerekirse trafik kazası, doktor hatası ve telif hakları gibi durumlar haksız fiil olarak ifade edilmektedir. Haksız fiilleri içeren suçlar için dava açma süresi, fiilin öğrenilmesinden sonraki 2 yılı kapsamaktadır.
Tazminat davası zamanaşımı ve dava süreçleri; boşanma davasında da değişkenlik göstermektedir. Tazminat davalarının açılabilmesi için boşanma sonrasında 1 yıldan fazla sürenin geçmemesi gerekmektedir. Tazminat davası boşanma davası ile birlikte açılabilmektedir. Sözleşmenin ihlali ile gerçekleşecek olan tazminat davalarında ise zaman aşımı 10 yıldır. Dava açma süresi ve zamanaşımı süresi ile ilgili detaylı bilgilere ceza hukuku ve medeni hukuk ilkelerini inceleyerek ulaşabilmek mümkündür.
Tazminat Davası Nasıl Açılır?
Tazminat davası açmak için başvuru yöntemleri:
Asliye hukuk mahkemesine başvurma
Tazminat davası, davalı kişinin ikametgahının bulunduğu merkezdeki asliye hukuk mahkemesine başvurarak açılmaktadır
Eğer tazminat davasında, davalı olan taraf sayısı birden fazla ise davalılardan herhangi birinin ikametgah adresinde dava açılabilir.
Sözleşme ihlali sebebiyle tazminat davası
Sözleşme ihlali sonucu açılacak tazminat davaları asliye hukuk mahkemelerinin yanı sıra; sözleşmenin ifa edildiği yerde bulunan mahkemeye başvurarak da açılabilir.
Haksız fiil nedeniyle tazminat davası
Haksız fiilin gerçekleştirildiği yere bağlı olan mahkemede tazminat davası açılabilir veya;
Haksız fiil sonucunda meydana gelen zarar, fiilin meydana geldiği yerden farklı bir yerde meydana geldiyse; zararın oluştuğu yerde de tazminat davası açılabilir.
Haksız fiilden meydana gelen zarara göre farklı mahkemelere başvuru yapılabilir.
Ticari bir iş nedeni ile tazminat davası
Ticari iş sebebiyle uğranan zararlarda asliye mahkemelerine başvuru yapılabilir.
Tazminat Miktarı Nasıl Hesaplanır?
Manevi tazminat miktarı belirlenirken aşağıdaki durumlar göz önüne alınmaktadır.
- Meydana gelen durumun özellikleri
- Davalı ve davacı tarafından maddi durumu,
- Davalı ve davacı kişilerin kusurları,
- Ortaya çıkan zararın derecesi.
Manevi tazminat olarak hâkimin belirleyeceği miktarı davacı tarafı fakirleştirmemesi ve davalıyı ise zenginleştirmemesi gerekmektedir.
Maddi tazminat miktarı belirlenirken ise aşağıdaki kriterler göz önüne alınır;
- Kişinin uğradığı maddi zarar,
- Davalı ve davacı tarafın kusur oranı,
- Maluliyet oranı.
Telif Hakları Nedeni ile Tazminat Davası
Telif hakları, sanatın ve sanatçının haklarını ve değerlerini koruyan haklardır. Özellikle teknolojinin ve internetin gelişmesi ile birlikte çeşitli sanat dalları ile ilgili telif hakkı sorunu meydana gelmektedir. Bu doğrultuda telif hakları ile ilgili tazminat davalarına olan talepte artmıştır.
Günümüzde çok popüler olan bir müzik uygulaması Spotify’a açılan sayısız telif hakkı tazminat davası bulunmakta. Telif hakkı ihlali nedeniyle Spotify’ın ödemek zorunda kaldığı tazminat miktarları da konunun ciddiliğini gösteriyor.
Suç İşlenmesi Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davası
Kasıtlı ya da taksirli bir şekilde suç işlenmesi durumunda hukuka aykırı bir olay meydana gelmiş sayılmaktadır. Bu doğrultuda tazminat davasından söz edilebilmektedir. Bir kişiye karşı suç işlenmesi durumunda kişide maddi ya da manevi hasarlar meydana gelmektedir. Bu doğrultuda anayasaya göre kişinin maddi ve manevi tazminat açabilmesi için geniş hakları da bulunmaktadır.
Sözleşme İhlali Doğrultusunda Açılan Tazminat Davası
Sözleşme, çeşitli nedenlerden dolayı iki taraf arasında imzalanmaktadır. Kira sözleşmesi, alım satım sözleşmesi, gayrimenkul sözleşmesi gibi sözleşmeleri örnek olarak verebilmek mümkündür. Bu sözleşmelerin taraflardan biri tarafından ihlal edilmesi durumunda diğer tarafın tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.
Tıbbi Hatalardan Kaynaklı Durumlarda Açılan Tazminat Davası
Hatalı tıbbi müdahaleler sık sık karşılaşılan durumlar arasında yer almaktadır. Bu da söz konusu tazminat davalarına talebin çok olmasına neden olmaktadır. Hastaya teşhis koyarken ya da tedavi yaparken sağlık görevlisinin bir hata yapması hastanın yaşamanı etkileyebilmektedir. Bu noktada hastanın söz konusu sağlık görevlisine karşı tazminat davası açabilme hakkı bulunmaktadır.
Trafik Kazası Sonucunda Açılan Tazminat Davası
Trafik kazasının ölümlü ya da yaralı olarak sonuçlanması maddi ve manevi tazminat hakkının doğmasına neden olmaktadır. Trafik kazası sonucunda kişiler hem maddi hem de manevi olarak zarar görebilmektedir. Trafik kazasının neden olduğu hasara göre tazminat miktarı değişkenlik göstermektedir. Trafik kazası sonrasında mağdurun uğradığı bedensel sorun tespit edilerek tazminat bedeli belirlenir. Trafik kazasından sonra 8 yıl içerisinde dava açılabilmektedir.
Hakaret Nedeni ile Açılan Tazminat Davası
Hakaret nedeni ile açılan tazminat davası sık sık karşılaşılan bir durumdur. Bu dava, boşanma davası gibi başka davalar ile de birleştirilebilmektedir. Özellikle küfür içerikli hakaret davalarında karşı tarafın suçunun ispatlanması durumunda ciddi miktarda tazminat ücreti ödenmektedir. Çünkü bu hakaretler ve küfürler kişileri rencide edici ve küçük düşürücü hakaretlerdir. Dolayısıyla manevi tazminatlar da bu doğrultuda açılabilmektedir.
İş Kazası Sonucunda Açılan Tazminat Davası
İş kazası, son zamanlarda sık sık meydana gelen kazalardır. Bu doğrultuda iş kazası sonucunda tazminat davaları da sık sık açılmaktadır. İşçinin bedensel ya da ruhsal olarak zarar görmesi durumunda iş kazası tazminat davası açılabilmektedir. İş kazası sonucunda hem maddi hem de manevi tazminat davası açılabilmektedir.
Tazminat Davası İçin Avukata Sor
Maddi veya manevi olarak zarara uğrandığı durumlarda buna karşılık olarak açacağınız tazminat davalarında avukat sor, avukata danışma gibi hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Evet. İftiraya uğrayan kişiler tazminat davası açabilmektedir. Tazminat davasında belirlenecek tutar iftiranın derecesine ve kişilerin mağduriyetine göre belirlenmektedir.
Uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. İftira ayrıca bir ceza davasına da konu olabilir yani iftiraya uğrayan kimse savcılığa şikâyet etmesi ve yapılan soruşturma ve kovuşturma sonucu iftira kanıtlanırsa fail cezalandırılır ayrıca mağdurun iftira sonucu elem, kederden ötürü de tazminat davası açması mümkündür.
İftira suçunun cezası 3 yıl ile 7 yıl arasında değişkenlik gösterir. Verilen cezanın durumuna göre hapis cezası paraya çevrilebilmektedir.
İftira suçu TCK’ da adliyeye karşı suçlar başlığı altında düzenleme altına alınmış bir suçtur. İlgili hükme göre önce suçun temel hali düzenlenmiş daha sonra ise nitelikli hali düzenleme altına alınmıştır.
1-İşlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2-Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.
Görüldüğü üzere kanunda temel halinin işlenmesi halinde 1-4 yıl ceza öngörülmüş. Nitelikli halinin varlığının yarı oranında artırımın olacağı belirtilmiştir.
Adli para cezası hesaplanırken suça göre cezanın alt ve üst sınırları dikkate alınır. Cezanın alt ve üst sınırının belli olmaması durumunda adli para cezasının en alt sınırı 5 gün iken üst sınırı ise 730 gün şeklindedir. Bunun yanı sıra kişilerin sosyal ve ekonomik durumları da göz önüne alınır.
Adli para cezası TCK ile düzenleme altına alınmıştır. Hesaplama yapılırken suça göre suçun en alt ve en üst sınırı dikkate alınır. Suçun alt ve üst sınırının belli olmamamsı durumunda alt sınır 5 gün iken üst sınırı 730 gün oluşturur.
Hakaret suçunda 3 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ya da adli para cezası vardır. Suçun mağduriyeti, hakaret eden kişinin durumu gibi kriterler göz önüne alınarak adli para cezası belirlenir.
Hakaret davası TCK ile düzenleme altına alınmıştır. Teknolojinin de gelişmesiyle ispat vasıtalarının çeşitlenmiş ve bu davanın görülme sıklığı artmaya başlamıştır. Bu davanın temel şeklinin cezası kanun 3 aydan iki yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüştür. Nitelikli halleri bakımından ise
1-Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
2-Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
3-Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
Üç durumdan herhangi birinin varlığı halinde cezası bir yıldan az olamaz.
Adli para cezasının 30 gün içerisinde ödenmesi gerekir.
Adli para cezası çeşitli adli suçların karşılığı olarak hapis cezasının para cezasına çevrilmesi durumunu ifade eder. Adli para cezaları belirtilen sürede ödenmesi gereken ve ertelenemeyecek cezalardır. Bu cezaların ödenmemesi durumunda ödenmeyen kısma denk gelen gün kadar hapis cezası kararı verilir.
Adli para cezasına çarptırılan kişiler için en çok merak edilen konu adli para cezası memuriyete engel mi sorusudur. Ancak kanunda açıkça ifade edildiği üzere adli para cezası memur olmaya engel değildir.
Adli para cezası da nitelik olarak adli cezalar ile aynıdır. Bu nedenle bireylerin aldığı adli para cezaları adli sicile işler.
Adli sicil kayıtları kanun gereğince kendiliğinden silinir. Adli sicil kaydı çeşitli sebeplerle silinmemiş bireyler dilekçe ile kaydın silinmesini talep edebilir.
Sabıka kaydı veya adli arşiv kaydının silinmesinde genel süre 5 yıldır. Ancak mahkemece kaydın daha uzun bir süre kayıt altına alınmasının sağlanabildiği durumlar da vardır. Böylesi durumlarda sicil kaydı 15 ila 30 yıl arasında kayıtlı kalır. Adli sicil kaydı ya da sabıka kaydının silinmesine neden olan bir diğer durumda kişinin ölmesidir.
Merhabalar hocam.
Dava sonucunda tazminat ödeyen kişinin sicil ve sabıka kaydına işlenir mi bu ceza?