Kasten Öldürme Suçlamasına Savunma (Meşru Savunma/Sınırın Aşılması)

//

Av. Hakan Taştemir

İş yerinize yönelik bir silahlı saldırı veya yağma girişimi sırasında kendinizi veya başkalarını korurken ölümle sonuçlanan bir eylemde bulunduysanız, meşru savunma veya sınırın aşılması gerekçeleriyle Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulacak savunma dilekçesi örneği.

Bir saldırıya karşı kendinizi, ailenizi veya malınızı korurken meydana gelen ölüm olayları, hukuken meşru savunma kapsamında değerlendirilebilir. Bu dilekçe, kasten öldürme gibi ağır bir suçlamayla yargılanan sanığın, eyleminin haksız bir saldırıyı defetme zorunluluğu altında gerçekleştiğini (meşru savunma) veya bu savunma sırasında sınırın mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaşla aşıldığını (TCK m. 27/2) savunmak amacıyla kullanılır.

Dilekçe Hakkında Temel Bilgiler

Bu Dilekçe Ne İşe Yarar ve Hangi Durumlarda Kullanılır?

Bu savunma dilekçesi, özellikle silahlı yağma gibi ani ve tehlikeli bir saldırı anında, saldırganın ölümüyle sonuçlanan bir savunma eylemi nedeniyle “kasten öldürme” veya “öldürmeye teşebbüs” suçlamasıyla yargılanan sanıklar tarafından kullanılır. Dilekçenin amacı şunlardır:

  • Eylemin, TCK m. 25’te tanımlanan meşru savunma koşulları (haksız saldırı, saldırının devam ediyor olması, savunmanın zorunluluğu ve orantılılık) altında işlendiğini ve bu nedenle sanığa ceza verilmemesi gerektiğini savunmak.
  • Eğer savunmada orantılılık ilkesi ihlal edilmişse, bu durumun TCK m. 27/2 kapsamında mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan kaynaklandığını iddia ederek yine ceza verilmemesini talep etmek.
  • Olayın tüm detaylarını, sanığın içinde bulunduğu ruh halini ve saldırının vahametini mahkemeye aktararak adil bir karar verilmesini sağlamak.
  • Tutuklu yargılanan sanık için tahliye talebinde bulunmak.

Nereye ve Nasıl Başvurulur?

Esas hakkındaki savunma dilekçesi, yargılamanın yapıldığı Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na sunulur. Genellikle savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı veya mahkemenin belirlediği süre içinde verilir. Savunmayı destekleyen deliller (olay yeri inceleme raporu, kamera kayıtları, tanık ifadeleri, balistik raporları vb.) dosyada yer almalı veya dilekçeyle sunulmalıdır.

Kasten Öldürme Suçlamasına Karşı Savunma Dilekçesi Örneği (Meşru Savunma/Sınırın Aşılması)

………….AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA ……………..

ESAS NO: [Mahkeme Esas Numarası]

SAVUNMA YAPAN (SANIK): [Sanığın Adı Soyadı], [TC Kimlik Numarası], [Adresi / Tutuklu ise Cezaevi Adı] VEKİLİ (MÜDAFİİ): Av. [Avukat Adı Soyadı], [Avukat Adresi]

MAKTUL: [Maktulün Adı Soyadı] ŞİKÂYETÇİ: [Şikayetçinin Adı Soyadı]

SUÇ: Tahrik Altında Kasten Adam Öldürmek, 6136 Sayılı Yasaya aykırılık. SUÇ TARİHİ: [Suç Tarihi]

KONU: Esas hakkındaki savunmalarımız ile tahliye istemine ilişkindir.

Savunmalarımız

(1- Olay Anının Öncesi ve Olay Anının Sunumu:)

…. C.Başsavcılığı’nın iddianamesinde belirtildiği üzere; olay günü gece yarısı , müvekkilimin işlettiği markete gelen maktul B.V. ve diğer şüpheliler A.Y. ile E.Ş., silahlarını doğrultarak “paraları çıkarmasını, aksi takdirde öldüreceklerini” söylemişlerdir. Müvekkilim, paraların bulunduğu çekmeceye uzanırken, marketinde bulundurduğu (meskende bulundurma ruhsatlı) tabancasını çekerek şüphelilere doğrultmuştur. Bunun üzerine şüpheliler şaşkınlıkla geri çekilerek marketten dışarı çıkmışlardır. Müvekkilim, tehlikenin geçip geçmediğini kontrol etmek ve her an olası bir saldırıya karşı eşiyle birlikte dükkanın dışına çıkmıştır. Bu sırada dışarıdan bir silah sesi duyulmuş, müvekkilimin eşi panikle yere düşmüştür. Müvekkilim, eşinin vurulmuş olabileceği düşüncesi ve tekrarlanabilecek muhtemel bir saldırıyı önleyebilmek amacıyla, kapıldığı heyecan, korku ve telaş içinde silahını ateşlemiştir. Bu karşılıklı ateş sırasında müvekkilimin silahından çıkan bir merminin maktule isabet ederek ölümüne neden olduğu anlaşılmıştır.

(2- İddia Makamının Değerlendirmesi:)

Sayın İddia Makamı mütalaasında, olay yerinde bulunan farklı çaplardaki kovanlara (9mm ve 7.65mm) dayanarak yağmacılar tarafından da ateş edildiğini belirtmiş , müvekkilin eylemini tahrik altında adam öldürme olarak nitelendirmiş ve meşru müdafaa halinde olup olmadığının veya sınırın aşılıp aşılmadığının takdirini mahkemeye bırakmıştır. Savcılığın bu tespitine katılmakla birlikte, eylemin hukuki nitelendirmesinin meşru savunma sınırları içinde kaldığı kanaatindeyiz.

(3- Müvekkilin Eyleminin Hukuken Nitelendirilmesi – Meşru Savunma ve Sınırın Aşılması:)

Dosyadaki mevcut belgeler (kamera kayıtları, olay yeri inceleme, balistik raporu), müvekkil ve eşinin aksi kanıtlanmayan ve birbiriyle tutarlı savunmaları, olayın ani gelişimi ve müvekkilin içinde bulunduğu ruh hali birlikte değerlendirildiğinde, müvekkilin eyleminin TCK m. 27/2 kapsamında mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan kaynaklanan sınırın aşılması hali olduğu açıktır. Şöyle ki:

  • Haksız Saldırı: Maktul ve arkadaşlarının gece vakti silahla iş yerine girerek ölümle tehdit edip yağma girişiminde bulunmaları, TCK m. 25 anlamında açık ve haksız bir saldırıdır.
  • Saldırının Devamı: Şüphelilerin dükkandan çıkması saldırıyı sona erdirmemiştir. Dışarıdan silah sesi gelmesi ve eşinin yere düşmesi, saldırının devam ettiğini veya tekrarının muhakkak olduğunu göstermektedir. Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği gibi, bitmiş olmasına rağmen tekrarından korkulan bir saldırı henüz sona ermemiş sayılır. Saldırganların silahlı olması ve ateş etmeleri, tehlikenin devam ettiğinin açık göstergesidir.
  • Savunmada Zorunluluk: Müvekkilim, hem kendi canını hem de eşinin canını korumak amacıyla hareket etmiştir. Gece vakti, silahlı ve ölüm tehdidi savuran saldırganlara karşı başka türlü korunma imkanı bulunmamaktadır. Yargıtay’ın da belirttiği gibi, saldırının hangi aşamada önlenebileceği bilinemeyeceğinden, saldırının devamından başka türlü kurtulma imkanı yoksa savunma zorunludur.
  • Orantılılık ve Sınırın Aşılması: Saldırganların silahlı olması karşısında, müvekkilimin silahla karşılık vermesi prensipte orantılıdır. Ancak saldırı def edildikten sonra ateş etme durumu “sınırın aşılması” olarak değerlendirilebilir. Fakat bu aşma, TCK m. 27/2’de belirtildiği gibi mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan kaynaklanmıştır. Gece yarısı silahlı saldırıya uğramak, ölümle tehdit edilmek, dışarıdan silah sesi duymak ve eşinin yere düştüğünü görmek, her normal insanda yoğun bir korku, panik ve heyecan yaratır. Böyle bir durumda kişinin davranışlarını bir makine gibi ayarlaması ve mutlak orantılı tepki vermesi beklenemez. Müvekkilimin içinde bulunduğu bu psikolojik durum nedeniyle sınırın aşılması mazur görülmeli ve kendisine ceza verilmemelidir. Yargıtay içtihatları da failin o anki ruh halinin dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır.
  • Kamera Kayıtları: Dosyada bulunan kamera kayıtları, olayın vahametini, saldırının şiddetini ve müvekkilimin maruz kaldığı ani tehlikeyi açıkça göstermektedir. Bu görüntüler, müvekkilin yaşadığı korku, panik ve heyecanın boyutunu anlamak açısından önemlidir.

(4- Hukuki Değerlendirme ve Emsal Kararlar:)

Yeni TCK m. 27/2, eski TCK m. 50’den farklı olarak, meşru savunmada sınırın mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan aşılması halinde faile hiç ceza verilmeyeceğini hükme bağlamıştır. Bu hüküm, insan psikolojisinin olağanüstü durumlardaki tepkilerini dikkate alan insancıl bir yaklaşımdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve ilgili Daire kararları da, saldırının tekrarından korkulan durumlarda savunmanın devam edebileceğini , failin ruh halinin gözetilmesi gerektiğini ve orantının değerlendirilmesinde somut olayın koşullarının dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir.

(5- Ülkemizdeki Gasp Gerçeği ve Meşru Savunma Hakkı:)

Günümüzde, özellikle büyük şehirlerde gasp ve yağma olayları ciddi bir toplumsal sorun haline gelmiştir. İnsanlar can ve mal güvenlikleri konusunda sürekli bir endişe içindedir. Böyle bir ortamda, kişilerin kendilerini, ailelerini ve mallarını haksız saldırılara karşı koruma hakkı olan meşru savunma hakkı hayati bir önem taşımaktadır. Hukuk devleti, vatandaşını korumakla yükümlü olduğu gibi, vatandaşın kendini koruma hakkını da güvence altına almalıdır. Müvekkilimin eylemi, bu hakkın kullanılmasıdır.

(6- Tahliye İstemine İlişkin Nedenler:)

  1. Müvekkilimin eyleminin TCK m. 27/2 kapsamında kaldığı ve ceza verilmemesi gerektiği açıktır. En kötü ihtimalle suç vasfının değişme olasılığı yüksektir.
  2. Tüm deliller toplanmış olup (kamera kayıtları, olay yeri inceleme, balistik rapor, tanık beyanları vb.), müvekkilimin delilleri karartma ihtimali yoktur.
  3. Müvekkilim sabit ikametgah sahibidir, kaçma şüphesi bulunmamaktadır.
  4. Müvekkilim [Tutukluluk Süresi] süredir tutukludur. Tutukluluk bir tedbir olup, ceza infazına dönüşmemelidir. Yargılamanın geldiği aşama itibariyle tutukluluğun devamı için CMK m. 100’deki şartlar ortadan kalkmıştır.
  5. Yeni CMK ve AİHS hükümleri uyarınca kişi özgürlüğü esastır, tutuklama istisnadır.

SONUÇ VE İSTEM

Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek;

  1. Müvekkilimin eyleminin TCK m. 27/2 kapsamında kaldığı anlaşıldığından, CMK m. 223/3-c uyarınca “kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesini,
  2. Öncelikle müvekkilimin tutukluluk halinin kaldırılarak TAHLİYESİNE, mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülecek bir kefaletle veya Adli Kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

[Tarih]

Sanık Müdafii Av. [Ad Soyad] [İmza]

EKLER:

  1. Vekaletname örneği

Dilekçeyi Doldururken Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Meşru Savunma Şartlarını Vurgulayın: Dilekçenizde TCK m. 25’teki meşru savunma şartlarının (haksız saldırı, devamlılık, zorunluluk, orantılılık) somut olayda nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak açıklayın. Özellikle saldırının devam ettiğini veya tekrarının muhakkak olduğunu kanıtlamaya odaklanın.
  • Sınırın Aşılması Halini Gerekçelendirin: Eğer orantılılık ilkesinin ihlal edildiği düşünülüyorsa, TCK m. 27/2’deki “mazur görülebilecek heyecan, korku veya telaş” unsurlarını somut olayın özellikleriyle (gece vakti, silahlı saldırı, eşinin durumu vb.) ilişkilendirerek detaylandırın. Sanığın o anki psikolojik durumunu vurgulayın.
  • Delillere Atıf Yapın: Savunmanızı destekleyen delillere (kamera kayıtları, tanık beyanları, balistik raporu, olay yeri inceleme tutanağı vb.) açıkça atıfta bulunun. Kamera kayıtları gibi görsel delillerin sanığın içinde bulunduğu durumu nasıl yansıttığını açıklayın.
  • Yargıtay İçtihatlarını Kullanın: Savunmanızı güçlendirmek için benzer olaylara ilişkin Yargıtay’ın meşru savunma ve sınırın aşılması konusundaki emsal kararlarını kullanın.
  • Tahliye Talebini Gerekçelendirin: Tutukluluğun devamı için yasal şartların kalmadığını (delillerin toplanmış olması, kaçma/delil karartma şüphesinin olmaması, tutukluluk süresi vb.) belirterek tahliye talebinde bulunun. Adli kontrol alternatifini de sunun.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

1. Meşru savunmada sınırın aşılması ne demektir? Meşru savunma hakkını kullanan kişinin, saldırıyı defetmek için gerekli olandan daha fazla veya orantısız bir güç kullanmasıdır. Örneğin, saldırganı etkisiz hale getirdikten sonra eylemine devam etmesi gibi.

2. Sınırın “mazur görülebilecek heyecan, korku veya telaştan” aşılması ne anlama gelir (TCK m. 27/2)? Kişinin maruz kaldığı saldırının ani ve şiddetli olması nedeniyle kapıldığı yoğun korku, panik veya heyecan yüzünden, savunmada kullandığı gücün sınırını istemeden aşması durumudur. Mahkeme, bu korku, panik veya heyecanın içinde bulunulan hal ve koşullara göre “mazur görülebilir” olduğuna kanaat getirirse, sanığa ceza vermez.

3. İş yerime giren silahlı soyguncuya ateş etmem her zaman meşru savunma sayılır mı? Hayır, her zaman sayılmaz. Meşru savunmanın kabulü için TCK m. 25’teki tüm şartların (haksız saldırı, saldırının devam ediyor olması, savunmanın zorunluluğu, orantılılık) olay anında mevcut olması gerekir. Örneğin, soyguncu kaçarken arkasından ateş etmek genellikle meşru savunma sayılmaz. Ancak her olay kendi özel koşulları içinde (saldırının tekrar tehlikesi, failin ruh hali vb.) değerlendirilir.