Türkiye’nin Gizli Düşmanları ve Casusluk Suçları (TCK Analizi)

//

Av. Hakan Taştemir

Gündelik hayatın karmaşası içinde fark etmesek de, gözlerden uzak, sessiz ve derin bir savaş her an devam ediyor: İstihbarat savaşları. Devletlerin en mahrem sırlarını ele geçirmek için yürütülen bu mücadelede, kahramanlar ve hainler arasındaki çizgi, hizmet edilen bayrağın rengiyle belirlenir. Peki, bu görünmez savaşın Türkiye’deki yasal karşılığı nedir? Kim dost, kim düşmandır? Bu yazıda, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ilgili maddeleri ışığında siyasal ve askeri casusluğun karanlık dehlizlerine dalıyor, gerçek hayattan örneklerle konuyu aydınlatıyoruz.

Ajan ve Casus Farkı Nedir? Madalyonun İki Yüzü

Kamuoyunda sıkça birbirine karıştırılan bu iki kavram, aslında zıt kutupları temsil eder:

  • Ajan (İstihbarat Görevlisi): Kendi devleti ve milleti adına, meşru bir yasal zeminle faaliyet gösteren kişidir. Türkiye Cumhuriyeti için bu görevi yürüten Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensupları, ülkemizin ulusal güvenliğini korumakla görevli devlet memurlarıdır. Onların eylemleri, kanunlar çerçevesinde meşrudur ve birer kahramanlık öyküsüdür.
  • Casus: Yabancı bir devlet veya örgüt lehine, kendi ülkesinin aleyhine gizli bilgileri temin eden, çalan veya aktaran kişidir. Casusun eylemi, vatana ihanetin en ağır şekillerinden biridir ve ceza kanunlarında ciddi bir suç olarak tanımlanır.

Kısacası, bir MİT mensubu “ajan” yani istihbarat görevlisiyken, yabancı bir servis için çalışan bir Türk vatandaşı “casus” olarak nitelendirilir.

Casusluk Suç mudur? Türk Ceza Kanunu Ne Diyor?

Evet, hem de en ağır suçlardan biridir. Türk Ceza Kanunu, “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” başlığı altında bu fiilleri çok yönlü ve net bir şekilde düzenlemiştir. Bu bölümdeki önemli maddeler şunlardır:

  • TCK 326: Devletin güvenliği veya iç/dış siyasal yararları gereği gizli kalması gereken belgeleri yok etme, tahrip etme, çalma veya sahtecilik yapma.
  • TCK 328: Siyasal veya askeri casusluk.
  • TCK 329: Devlet güvenliği için gizli kalması gereken bilgileri açıklama.
  • TCK 330: Bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklama.
  • TCK 332: Askeri yasak bölgelere girme.
  • TCK 339: Devlet sırlarından yararlanma.

Siyasal Casusluk Nedir? (TCK 328)

Siyasal casusluk, devletin güvenliği veya iç/dış siyasal yararları gereği gizli kalması gereken bilgileri, yabancı bir devlet lehine temin etme suçudur. Kapsamı oldukça geniştir:

  • Uluslararası bir antlaşmanın gizli müzakere detayları,
  • Devletin dış politika stratejileri,
  • Enerji veya finans alanındaki kritik bilgiler,
  • Demografik ve toplumsal yapıya ilişkin gizli raporlar.

Ceza: 15–20 yıl hapis.

Askeri Casusluk Nedir? (TCK 328 ve İlgili Maddeler)

Askeri casusluk, devletin askeri sırlarının yabancı bir devlet lehine temin edilmesidir. Bu eylem, ülkenin savunma kabiliyetine doğrudan bir saldırıdır. Örnekler:

  • Askeri birliklerin konumları, harekât planları, mühimmat kapasiteleri,
  • Savunma sanayi projelerinin teknik detayları (SİHA, Milli Muharip Uçak vb.),
  • Radar, üs ve tesislerin zafiyetleri,
  • Kriptolu haberleşme kodları.

Ceza: 15–20 yıl hapis.

Ayrıca TCK 332, özellikle askeri yasak bölgelere izinsiz girme fiilini ayrıca suç saymaktadır.

Devlet Sırlarının Açıklanması (TCK 329–330)

Casusluk denilince akla ilk gelen TCK 328 olsa da, metinde sıkça unutulan ama suçu tamamlayan çok önemli iki hüküm daha vardır:

  • TCK 329: Gizli bilgileri “açıklama” fiilini düzenler (5–10 yıl hapis).
  • TCK 330: Bu bilgileri “siyasal veya askeri casusluk amacıyla” açıklama fiilini düzenler (10–15 yıl hapis).

Bu maddeler, bilgiyi doğrudan yabancı bir devlete vermese dahi, gizli kalması gereken bir sırrı ifşa etmenin ne kadar ciddi bir suç olduğunu ortaya koyar.

Meşru Koruma ve Yasa Dışı Faaliyet: MİT vs. Yabancı Servisler

MİT’in faaliyetleri anayasa ve kanun çerçevesinde meşruyken, yabancı servislerin Türkiye’de yürüttüğü tüm operasyonlar yasa dışıdır. Türkiye, stratejik konumu nedeniyle birçok servisin hedefindedir:

  • CIA (ABD)
  • MOSSAD (İsrail)
  • MI6 (Birleşik Krallık)
  • FSB / GRU (Rusya)
  • BND (Almanya)
  • DGSE (Fransa)
  • MSS (Çin)
  • MOIS – VAJA/VEVAK (İran)
  • EYP (Yunanistan)

“Ama Onun Ajan Olduğunu Bilmiyordum!” – Hukuki Bir Savunma mı?

Casusluk suçlarında sık rastlanan bir savunma, failin irtibat kurduğu kişinin yabancı bir istihbarat mensubu olduğunu bilmediği iddiasıdır. Ancak hukuk bu konuda nettir:

  • Ceza hukukunda kast (suçu bilerek ve isteyerek işleme) aranır. Failin, gizli kalması gereken bilgiyi yetkisiz birine verdiğini bilmesi suçun oluşması için genellikle yeterlidir.
  • Bazı suçlarda ayrıca özel kast aranır (örneğin bilgiyi siyasal/askeri maksatla açıklamak).
  • Bu nedenle “bilmiyordum” savunması, çoğu zaman cezadan kurtarmaz. Mahkemeler, failin durumun olağan dışılığını fark etmesi gerektiği hallerde genellikle “olası kast” ile hareket ettiğini kabul eder.

Türkiye Gündeminden Sarsıcı Casusluk Operasyonları

  • MOSSAD’ın “Hayalet” Hücreleri: Türkiye’de yaşayan Filistinli aktivistler hakkında bilgi toplayan, özel dedektiflerden ve çeşitli meslek gruplarından oluşan yapılar MİT ve Emniyet tarafından deşifre edildi.
  • İran İstihbaratının Kaçırma Planları: Rejim muhaliflerini Türkiye’den kaçırmaya yönelik cüretkar girişimler MİT tarafından başarılı operasyonlarla engellendi.
  • Rus Casus Operasyonu: Stratejik askeri ve sivil tesislerin fotoğraflarını çekip Rus istihbaratına aktardığı tespit edilen bir kişi yakalanarak adalete teslim edildi.

Sonuç

Casusluk, filmlerdeki gibi romantik bir macera değil, devletin geleceğini ve ulusal güvenliği doğrudan tehdit eden ağır bir suçtur. Türk Ceza Kanunu, casusluğu ve devlet sırlarının ifşasını çok yönlü olarak düzenlemiş ve en ağır yaptırımları öngörmüştür.

Devletin bekası için çalışan istihbarat görevlileri ile yabancı servislerin maşası haline gelen casuslar arasındaki farkı bilmek her vatandaşın görevidir. Çünkü devletlerin en mahrem sırları, en görünmez savaşların cephesidir ve bu cephede verilecek her taviz, bedeli ağır bir yenilgi demektir.